63 Days

Ben 123 yıllık yabancı işgalinden sonra özgür bir Polonya'da doğan ilk neslin bir parçasıyım. İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi beni ailemden, evimden ve geleceğimden mahrum bıraktı. Öfkeliyiz, yorgunuz ama birlik içindeyiz. Bir şeyler yapmak, hayatlarımız üzerindeki kontrolümüzü yeniden kazanmak için yanıp tutuşuyoruz. Arkadaşlarım ve ben tek bir seçeneğimiz olduğunu hissediyoruz: intikam almak ve şehrimiz ve ulusumuz için bağımsızlığı geri kazanmak ya da bunu denerken ölmek.

Olasılıklar ezici bir çoğunlukla bize karşı. Kardeş gibiyiz, savaşçı ruhumuzdan cesaret alıyor, zekâmıza, gizliliğimize ve ekip çalışmamıza güveniyoruz. Ama tüm bunlar yeterli olacak mı?


Eğer grup olarak iyi plan yapar ve doğru şekilde uygularsak, bir şansımız olabilir. Onlara neyin çarptığını bile anlamayacaklar! Her göreve yaklaşmak için pek çok seçeneğimiz var. Umalım da doğru kararları verip galip gelelim.


Ayaklanmamız bizi nereye götürürse götürsün, cesaretimiz nesiller boyunca hatırlanacaktır. Hikayemiz anlatılacak, hikayeyi anlatmak için yeterince kurtulan olacak. İyi taktikler uygulayacağız, korkusuz olacağız, hayaletler gibi olacağız.


Nasıl savaşılacağını biliyoruz. Şansımızı maksimize etmek, kayıplarımızı minimize etmek için gizli olmayı tercih ederiz. Ama bu yaklaşım bizi başarısızlığa uğratırsa, yolumuza ateş ederek devam ederiz.


Varşova'nın içini dışını biliyoruz. Bunu avantajımıza kullanacağız. Almanlar şehrin büyük bölümünü yok etmiş olabilir, ama bu şimdi onları ısırmak için geri dönecek!


Sayıca daha azız ama motivasyon ve bizi bir arada tutan bağlar bakımından daha güçlüyüz. İyi bir işbirliği bizim güçlü yanlarımızdan biridir. Her birimizin farklı bir geçmişi, kişiliği ve becerileri var ama birlikte iyi savaşabiliyoruz. Yanınızda savaşacak ve arkanızı kollayacak iyi bir arkadaşınızın olması sadece daha eğlenceli değil, aynı zamanda büyük bir avantajdır.