Compass of the Destiny: Istanbul İnceleme
Eğer oyunun tasarımını ve mekaniklerini merak ediyorsanız okumaya devam edin!
- Düşman Çeşitliliği
- Silah Çeşitliliği
- Büyü Çeşitliliği
- Zindan mekanikleri ve platformlar
- Tuş haritalandırması
- Kamera kontrolü beklediğimden zor
Compass of the Destiny: Istanbul Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
- Oyunun hikayesi
- Oyun mekanikleri
- Zindanlar
- Silahlar
- Ölüler alemi
- Compass of the Destiny: Istanbul oynanır mı?
Oyunun Konusu
Oyunun başlangıç ve eğitim aşaması Venedik Kalesinde (St. Andrea Kalesi) 1664 yılında başlar. Venedik kalesinden manzarayı izlerken kalenin fethedildiğini ve ana karakterin kardeşini bulmamız gerektiğini öğreniyoruz. Kalenin iç kısımlarına ilerlediğimizde çevresel hikâye anlatımının kullanıldığını görebiliriz. Üç NPC kendi aralarında Osmanlı’nın 18 yıldır Venedik Kalesi’ne saldırdığını ve herkesi öldürene kadar durmayacak olan barbarlar olduğunu konuşmaktadır. Kalenin içinde ilerledikçe kontların ve düklerin öldürüldüğünü Osmanlı askerlerinin kaleyi daha fazla fethettiğini görmeye başlıyoruz.
Oyunun hikayesine dair daha detaylı bilgi için Compass of the Destiny: Istanbul Hikayesi içeriğimize göz atabilirsiniz!
Oynanış Mekanikleri
Öncelikle oyunun hem klavye hem de gamepad ile oynanabildiğini belirtmek isteriz. Her ne kadar tuş haritalandırmasında hatalar ve eksiklikler olsa da oyunun iki kontrol biçimini de desteklemesi iyiye işaret.
Klavye & Mouse oyunu olarak bilinen Diablo serisi bile dördüncü oyunuyla gamepad desteği eklemişken aksiyon RPG türünde bir oyuna gamepad desteği eklemek doğru bir karar olmuş.
Oyunun amacı nedir?
Oyunda temel amacınız Osmanlı donanmasına karşı koymak ve Osmanlı askerlerinden oluşan birlikleri alt etmektir. Oyuna ilk girdiğinizde Osmanlı donanmasının işgali bölümünü eğitim aşaması olarak oynayacaksınız. Bu aşamada düşmanları alt etmek kolay olsa da eğitim aşaması biter bitmez oyunun zorluğu katlanarak artacaktır.
Etrafınızdaki nesneleri kırdığınızda ya da düşmanları öldürdüğünüzde akçe, silah, zırh, kalkan, can küresi ve mana küresi düşecektir. Bunları toplayarak karakterinizi güçlendirebilir, canınızı ve mananızı yenileyebilir ve dükkanlardan eşyalar satın alabilirsiniz. Hack and Slash türünde bir oyunun can alıcı kısmı ise savaş mekanikleridir. Ekranın sağ üst köşesinde mini haritayı, ekranın alt orta kısmında eşya ve büyü yuvalarını, onun hemen yukarısında sarı enerji barını, sağ kısımda mana havuzunuzu ve sol kısımda can havuzunuzu görebilirsiniz. Her saldırı yaptığınızda enerji barınız azaldığı için oyunda stratejik savaş kararları vermeniz gerekir.
Zindanlar
Oyunda çeşitli hazineler toplayabileceğiniz ve düşmanlarla savaşıp deneyim puanı toplayarak seviyenizi yükseltebileceğiniz zindanlar mevcuttur. Bu zindanlardan bazılarında tek amacınız düşmanları öldürmekken bazı zindanlarda (aç gözlülük zindanları) hazine avlamanız gerekir. Hazine zindanlarında eşya ve akçeye ek olarak Fıtrat Özü isimli bir nesne toplarsınız. Bu nesnenin ne işe yaradığını henüz keşfedememiş olsam da eminim ki oyunun ilerleyen kısımlarında değerli eşyalar ya da büyüler almak için ya da eşsiz nesnelerle takas etmek için kullanabileceksiniz.
Oyunda bulmacalar var mı?
Her zindanda alt etmeniz gereken tek şey düşmanlar değil ayrıca hareketli platform bulmacalarıdır. Beni bir oyundan soğutan en büyük unsur zor platformlar olsa da Compass of the Destiny: Istanbul platform bulmacalarını oyuna güzel işlemiş. Dönen anahtar şeklinde platformlar, zıplamanız gereken basamaklar ve silah çeşitliliği ile hiçbir zindanda sıkılmayacağınızı garanti ederiz.
Silah Çeşitliliği
Compass of the Destiny: Istanbul oyunculara çeşitli oynanış seçenekleri sunan silahlar verir. Bu silahlar muşta, kılıç, yay ve kalkandır. Oyunun ilerleyen kısımlarında silah çeşitliliğinin artacağından eminim. Her silah kendine ait bir özel yetenekle birlikte gelir. Örneğin kalkanı kullanarak alan hasarı verebilir ya da yayla koni şeklindeki bir alana ateşli oklar fırlatabilirsiniz.
Ölüler Alemi
Compass of the Destiny: Istanbul oyununun en sevdiğim ve en yaratıcı bulduğum kısmı ölüm mekaniği oldu. Oyunda öldüğünüzde hızlıca yeniden doğmak yerine ölüler alemi adında bir zindana ışınlanıyorsunuz. Bu bölgede silah ve zırhlarınız olmadan üstünüze gelen düşman gruplarını öldürmeniz ve Ruh Avcısı ile konuşarak bölgeden çıkmanız gerekiyor. Ölüler Alemi oyunun demo sürümünde özel şeyler göstermese de oyunun tam sürümünde daha farklı ve faydalı görevler ve oynanış elementleri ile karşımıza çıkacaktır. Oyunun geliştirme ekibinden tek isteğim Ölüler Alemi’ne platform öğeleri eklememeleridir.
Compass of the Destiny: Istanbul Oynamaya Değer mi?
Eğer hack and slash türünde oyunları seviyorsanız İstanbul’da geçen bu oyunu oynamanızı tavsiye ederiz. Hem Türk oyun sektörünün gelişimini görmek hem de eğlenceli bir deneyim yaşamak istiyorsanız Compass of the Destiny: Istanbul sizin için tasarlanmış demektir.