Cry of Fear İnceleme
Oyun Hikayesi
Oldukça küçük bir ekip tarafından Source oyun motoru ile geliştirilen Cry of Fear, İsveç’in başkenti Stockholm’da geçen oldukça özgün ve tamamen ücretsiz bir korku oyunu denebilir.
Oyunun başlangıcında karakterimiz hakkında tek öğrendiğimiz, kendisinin depresif ve psikolojik sorunları olan bir birey olduğu oluyor. Geçirdiğimiz araba kazasının ardından uyandığımızda, telefonumuza gelen bir mesaj bizi dehşet verici yaratıklar ve ortamlarla dolu bir maceranın içine çekiyor. Oyun boyunca içinde bulunduğumuz durumu kavramak için şehrin dört bir yanını geziyor, grotesk yaratıklar ile savaşıyor ve şehre tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz.
- Ortalama üstü hikaye
- Tamamen ücretsiz
- Üst düzey korkutuculuk
- Yetersiz grafikler
- Oynanış çok bayat hissettiriyor
Yılına Göre Bile Eski Bir Oynanış
Oyunun oldukça ilkel bir savaş sistemi var. Biri sağlık ve biri enerji olmak üzere iki adet statü barımız mevcut. Hasar aldıktan sonra sağlığımız yenilenmiyor ve iyileşmek için etrafta bulduğumuz morfin iğnelerini kullanmamız gerekiyor. Enerji barımız ise biz enerji harcamayı bıraktıktan bir süre sonra kendiliğinden dolmaya başlıyor.
Düşmanlarla savaşırken etkili olan (özellikle oyunun başlarında) tek bir yöntem var, o da vur kaç taktiği kullanmak.
Elimizdeki silahla düşmana yaklaşıp vurduktan sonra hızlıca geriye doğru kaçarak düşmanın karşılık vermesini engelliyoruz ve böylece her karşılaştığımız düşman sağlığımızın bir kısmını götürmüyor.
Geri çekilirken ise arkamızda yeterince boş alan olup olmadığına dikkat etmemiz gerekiyor. Sırtımızı duvara verdikten sonra bu taktiği kullanamayacağımız için düşmandan kaçamıyoruz.
Silahımızı kullanmak enerji tüketmese de geri veya yana çekilmek gibi ani manevralar enerjimizi tüketiyor. Bu bar tamamen boşaldığında ise karakterimiz bir süreliğine hızlı hareket edemiyor ve barın yeniden dolmaya başlaması da normalden uzun sürüyor. Bu yüzden enerji barımızı asla tamamen boşaltmamaya dikkat etmemiz gerekiyor.
Half Life Aradı, Grafiklerini Geri İstiyor!
Oyunun grafikleri, çıktığı yıla (2012) göre oldukça kötü gözüküyor. Bunun en büyük sebebi ise oyunu geliştirirken Half Life (1998) ile aynı motorun kullanılmış olması.
Zamanla yapılan geliştirmeler bu motoru daha güncel hale getirmiş olsa da oyunu oynarken bazı görüntüler insana 2012 değil de 2002’de çıkmış bir oyunu oynuyormuş gibi hissettiriyor. Fakat yaratıkların modelleri oldukça yaratıcı şekilde tasarlandığı için oyunun grafiklerinin eksikliği bazı anlarda onları daha korkutucu bile kılabiliyor.
Tüyleriniz Diken Diken Olacak
Müzikler bakımından pek bir şey sunulmasa da bunun dışında oyunun ses tasarımı oldukça başarılı. Uzaktan yankılanan çığlıklar, arkamızda beliren yaratıkların çıkardığı sesler ve genel atmosfer sesleri bizi oyunun içine çekmeyi başarıyor. Karakter seslendirmeleri ise geliştirici ekibin düşük bütçesi sebebiyle kulağa daha amatörce geliyor fakat yine de aşırı rahatsız edici değil.
Oynayalım Mı?
Oyunda ilerlemek için gerekli olan bulmaca şifrelerinin her baştan başladığınızda değişiyor olması da Cry of Fear’a yeniden oynanabilirlik katıyor. Tamamen ücretsiz olan Cry of Fear, tüm korku oyunu sevenlerin en azından bir kez şans vermesi gereken, düşük bütçeli fakat azimli bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Karanlıkta oynamayın!