En İyi Açık Dünya Oyunları
Oyun dünyası son dönemde açık dünya yapıya ağırlık vermeye başladı. Linear yapıda olacak oyunlar bile yan görevler ile açık dünyaya çevrilebiliyor. Ancak bu tip oyunların sayısı arttıkça oyuncuların aralarından en iyilerini seçmesi zorlaşıyor. Oyun oynamak için harcayacağınız vaktiniz boşa gitmesin diye biz de bu yapımlar arasında en iyilerini cımbızla seçtik.
Death Stranding
Oyun dünyasının önemli isimlerinden olan Hideo Kojima'nın en son şaheseri, oyun dünyasını resmen ikiye böldü. Bu oyunu çok sevenler de oldu yürüyüş simülasyonu diye yerenler de. Ancak Death Stranding’in şimdiye kadar görmediğiniz bir yapıya sahip olduğunu ve oyunculara çok farklı deneyimler sunduğunu söyleyebiliriz.
Death Stranding'in başrolünde, kıyamet sonrası Amerika Birleşik Devletleri çevresinde izole edilmiş çeşitli şehirlere kargo taşıyan Sam Bridges yer alıyor. Sam Bridges’ın oynadıkça ortaya çıkan ve herkesi hayrete düşüren konusu oyuncuları oyuna bağlamayı başarıyor.
KV’ler ile olan zorlu mücadeleler, oynadıkça açılan ve her birinin ayrı bir hikayesi olan yan görevler, şehirleri birbirine bağlayıp kiral ağ oluşturma ve bu zorluklar yetmezmiş gibi bir de haydut ve teröristler ile mücadele etmek sizi çok derinden etkileyecek.
Red Dead Redemption 2
Açık dünya demişken Rockstar’ın fırtınalar estiren Red Dead Redemption 2’sinden bahsetmemek olmaz. Yahşi batı konusunu yıllar sonra tekrardan hayatımıza kazandıran Rockstar, bizleri 1899 yılına döndürüyor. 2010 yılında çıkan serinin aslında ikinci oyunu olan Red Dead Redemption'ın 12 yıl öncesine giden Red Dead Redemption 2, bize Dutch van der Linde ve çetesinin hikayesini anlatıyor.
Red Dead Redemption 2’de Dutch'ın gençlik yıllarında hamilik ettiği Arthur Morgan'ı canlandırıyoruz. Ana görevlerinin yanı sıra bizlere yepyeni dünyalar ve yan görevler de sunan oyun, grafikleri, hikaye anlatımı ve özenle seçilmiş müzikleri ile adeta tam bir başyapıt diyebiliriz.
Horizon Zero Dawn
PS4’ten sonra daha iyi grafikler ve yüksek FPS değeri ile PC’ye de gelen Horizon Zero Dawn’ı listemize son sıradan dahil ediyoruz. PS4 döneminde hunharca hakkı yenilen Horizon Zero Dawn, farklı konusu ve oyun içi dinamikleri ile ben buradayım diyor. Oyunda robotlaşmış hayvanların tehlike saçtığı bir dünyada düşmanlara karşı apansız bir savaş sizi bekliyor.
Özellike oyunlarda ok atmayı sevenleriniz varsa bu yapım tam size göre. Ancak ok atmayı sevmeyenler için bu oyun tam bir işkenceye dönüşebilir. Grafikleri ve kendi çapında açık dünyası ile keyifli dakikalar sunan Horizon Zero Dawn’a yine de şans vermenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
Açık dünya oyunlarıyla, özellikle Horizon Zero Dawn ile bir deneyiminiz olduysa klavye kontrollerinin ne kadar zorlayıcı olabileceğini biliyorsunuz demektir. Bir tuşla hedefe kilitlen, birine basarak nişan al, öteki elinle aynı anda üç tuşa basıp doğru komboyu yap darken bazen delirmemek elde değil. Bu oyunlardaki komboları kolaylıkla halledebilmek için aynı anda çok sayıda tuşa basmanıza imkan tanıyan sağlam bir klavye kullanmanız çok önemli. Burada yardımınıza Legion K300 RGB Oyuncu Klavyesi koşuyor. 24 tuşu aynı anda algılayabilen dokunma duyarlı klavye sayesinde bırakın Thunderjaw sizden korksun!
The Witcher 3 Wild Hunt
Rivyalı Geralt’ın öz kızı gibi büyütüp sevdiği Ciri'nin ortadan bir anda kaybolması ile yola revan oluyoruz. Serinin ikinci oyununda kaybettiğimiz hafızamızı daha yeni yeni kazanmaya başlamışken, Vesemir ile olaydan olaya adeta uçuyoruz.
Eski sevgilimiz Yennefer’in de hikaye örgüsüne zaman zaman dahil olduğu The Witcher 3, açık dünyanın nasıl olması gerektiğini gösteren nadir oyunlardan biri. Her NPC’nin ayrı bir diyaloğu, verdiğiniz her kararın bir sonraki adımınızı etkilemesi ve etkili hikaye anlatımı ile The Witcher 3 ölmeden oynanması gereken oyunlar arasında yer alıyor.
Sonic Frontiers
Sonic Frontiers, Sonic evreninde gördüğümüz ilk açık dünya oyunu. Oyunun haritası inanılmaz derecede büyük ve bazı bölümleri açmak için tamamlamanız gereken görevler var. haritanın önümüze serili gelmeyişi, içinde bir zorluk oluşu ne kadar keyifli olsa da haritayı açmak için yapmanız gereken görevler ‘şuraya bas’, ‘bu kolu aşağı indir’, ‘şurada bir tur daire çizerek koş’ gibi basit ve anlamsız görevler. Geliştiricilerin bu kararı oyunun boyutunu optimal bir seviyede tutmak için yapmış olabileceğini farkındayız ama bu kadar iyi bir fikirin oyuna bu kadar kötü eklenmiş olması Sonic Frontiers’e bir şey kattı mı eksiltti mi emin değiliz.
Yine de oyunun açık dünyasını keşfetmek, bir yerden başka bir yere geçmenin en yaratıcı yolunu bulmaya çalışmak, etrafa saçılmış şelaleler, patikalar, balonlar, çiçekler derken hiçbir yapmadan haritada uzun uzun vakit geçirmek bile oldukça keyifli.
The Elder Scrolls V: Skyrim
Açık dünya denilince bitmek bilmeyen görevleri, 100 saati aşan oynanış süresi ile akla The Elder Scrolls V: Skyrim geliyor. Hemen hemen eski ve güncel tüm oyun oynatan cihazlara çıkarak bir rekora imza atan Skyrim’de, ejderha tanrısı olarak bilinen Alduin adını taşıyan ejderi öldürmeye çalışıyoruz. Topladığımız itemler ve geliştirdiğimiz skiller ile oyuncuyu kendine çektikçe çeken Skyrim’de, ana görevlerden kopmamak gerekiyor.
Çünkü oyunda o kadar ana göreve benzeyen yan görev var ki, oyun belli bir saatten sonra sizi komple içine çekiyor ve ana görevinizi unutturacak görevler ile sizleri büyülüyor. The Witcher 3 ile kafa kafaya çarpışan Skyrim’in bir tık daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.
Forza Horizon 4
Evet yanlış okumadınız. Listemizde Forza Horizon 4 gibi bir yarış oyununa yer verdik. Yarış oyunundan açık dünya oyunu olmaz diye kim demiş? Microsoft stüdyolarının elinden çıkan Forza Horizon 4, tarihin gelmiş geçmiş en iyi arcade türündeki yarış oyunu olarak kabul ediliyor. Eline su döktürmeyen grafiklerinin yanı sıra, araç çeşitliliği, oynanış mekanikleri ve her hafta yenilenen görevleri ile Forza Horizon 4 yarış tutkunlarını mest etmeyi başarıyor.
GTA V’in haritası ile yarışacak düzeyde bir haritaya sahip olan Forza Horizon 4’te haritanın bir ucundan bir ucuna giderken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. LEGO DLC’si ise oyuna bambaşka bir lezzet katıyor. Lego arabaları ile 300 KM’nin üzerine kim çıkmak istemez ki? Hele bir de altınızda Lego’dan yapılma McLaren Senna varsa…