En İyi Indie Oyunlar
Oyun geliştirmek için büyük bir ekibe ihtiyaç var görüşü son yıllarda fazlasıyla değişti. Tek başına dev kadrolara taş çıkaran oyun geliştiricileri sayesinde oyun dünyasına indie adı verilen bir kategori eklendi. AAA yapımlar ile olan mücadelesinde grafik açısından haliyle geri kalan bu oyunlar, konusu ve sunduğu fantastik deneyim ile dev ekiplere sahip olan firmalara soğuk terler döktürmeyi başardı. Oyun pazarında indie’nin yaygınlaşması ile neredeyse her gün yeni bir indie türünde yapım görmeye başladık. Ancak her indie tahmin edebileceğiniz gibi kaliteli olmuyor. En iyi indie oyunları listemiz sayesinde, sayısı binleri aşan yapımlar arasından en kalitelilerini oynayabilirsiniz.
Celeste
Indie yapımlar arasında konusu ile değil de ilk defa sunduğu farklı platform yapısı ile dikkat çeken Celeste ile listemize giriş yapıyoruz. Celeste’de evi arabayı satalım köye yerleşelim moduna bürünüyoruz. Ana karakterimiz olan Madeline ile hayatın monoton gidişatından sıkılıp, iç huzuru bulmak için Celeste Dağı’na tırmanmaya başlıyoruz. Ancak bu hiç o kadar da kolay olmuyor. Platform öğelerini farklı bir şekilde kullanarak oyuncuların reflekslerini de geliştiren oyunda, karşımıza farklı farklı düşmanlar çıkıyor. Bu düşmanlar yetmezmiş gibi bir de platformun olmazsa olmaz tuzakları bizleri bekliyor. Oradan oraya atladığımız oyunda öldüğümüzde o bölümün hangi platformunda kaldıysak oradan başlıyoruz. Oyunun sonlarına doğru souls türüne evrilen Celeste, mutlaka oynanması gereken Indie yapımlar arasında yer alıyor.
Stardew Valley
Facebook’un FarmVille oyunu ile başlayan tarla macerasına Stardew Valley bir de konu ekliyor. Hayatta kalma öğeleri ile dolu olan Stardew Valley, NPC’leri sayesinde türünün en başarılı örnekleri arasında yer alıyor. Çiftliğinizi geliştirmek için ter dökeceğiniz oyunda, komşularınız ile de iyi geçinmeniz gerekiyor. Çoklu oyuncu modunu indie yapıma kazandıran Stardew Valley’in, kült yapımlar arasında yer aldığını da belirtelim. Oyunda ekin ekip biçmenin yanında ahır ve kümes alarak tavuk ve inek yetiştirebilir, yumurta ve süt üretebilir ve bunları yeni malzemeler almak için satabilirsiniz.
Undertale
Düşmanları öldürmeden oyun bitirmek mi? Evet bu Undertale ile mümkün. Diyalog üzerine kurulu olan Undertale’de düşmanlarınıza bir fiske bile vurmadan oyunu bitirmeniz mümkün. Ben aksiyon seviyorum diyorsanız da o noktada sizi çok farklı bir dövüş sistemi karşılayacak. Her düşmana göre farklılık gösteren bulmaca çözme tarzındaki dövüş mekanikleri Undertale’i Undertale yapan öğeler arasında yer alıyor. Oyunun konusu da bir hayli ilginç. İnsanlar ile canavarlar arasında olan savaşta insanlar galip gelir ve canavarlar yerin altına güçlü bir büyü ile hapsedilir. Bu büyüyü bozmak için insan ve canavarın ruhlarının birleştirmesi gerekir. İşte tam da bu noktada biz devreye giriyoruz. Ana karakterimiz olan Frisk, yanlışlıkla yerin altına düşüyor ve maceramız başlıyor. 8-Bit grafikleri ve akıllara kazınan müzikleri ile Undertale tam bir başyapıt.
Papers, Please
Belge onaylama işlemi hiç bu kadar enterasan bir hale bürünmemişti. Vize memuru olarak göreve başlanılan oyunda farklı ülkelerden ülkenize giriş yapan kişilerin pasaportlarına bakarak onay veriyorsunuz. Tabii bu pasaport onaylama işlemi sırasında kişilerin bilgilerinin sistemle uyumlu olup olmadığına dikkat ediyorsunuz. Buraya kadar her şey tamam gibi görünüyor değil mi? İşte dananın kuyruğu günler geçtikçe kopmaya başlıyor. İlerleyen günlerde giriş ve çalışma izni gibi belgeleri de kontrol etmeniz gerekiyor. Oyun bir kaç hafta geçtikten sonra arananlar listesini de size sunuyor. Bu sayede ülkeye girişi yasaklı olan kişilerin pasaportlarını onaylamıyor ve giriş izni vermiyorsunuz. Günümüzdeki koronavirüs salgınına da yıllar öncesinden atıfta bulunan oyunda, karantina bölgesinden ülkenize giriş yapmaya çalışan kişileri de geri döndürebiliyorsunuz. Şimdi gelelim oyunun vicdan bölümüne. Bazen insanlar ülkelerinde yaşanan savaş ve karışıklıklardan başka ülkelere yasa dışı yollarla kaçmak isteyebiliyor. Oyunda bu tip insanlar ile de karşılaşıyoruz. Bu durumda vicdanınız ile karar vermeniz gerekiyor. Ancak vicdanınızın kararı sizi işinizden edebilir ve kovulabilirsiniz. Her şey yakalanana kadar güzel.
Cuphead
1930’lı yılların çizgi filmlerinden ilham alınarak geliştirilen Cuphead, platform türü ile souls türünü harmanlıyor. Ansızın beliren düşmanlar, öldüğünüzde koca bölümün en başına dönmeniz, sürekli karşınıza çıkan Boss savaşları, tatlı mı tatlı çizimleri ile Cuphead son yılların en iyileri arasında yer alıyor. Cuphead ve en yakın dostu Mugman‘in hikayesi, şeytan ile karşılaşması ile başlıyor. Şeytan ile zar atarak kumar oynuyor ve maalesef ki bu kumarı kaybediyoruz. İşte bu noktada şeytanın ruhumuzu almaması için şeytana borçlu olan kişilerin ruhunu almak için maceraya atılıyoruz. Run&Gun yani yürü ve ateş et şeklinde ilerleyen oyunda karşınıza çıkan zorlu platformları refleksleriniz ile aşmanız gerekiyor. Çizgifilmleri sevenlerin mutlaka ama mutlaka Cuphead’e bir şans vermesi gerekiyor.
Dead Cells
Öl yeniden doğ sonra yine öl sonra yine yeniden doğ... Tanıdık geldi mi? Hayır Souls türünden bahsetmiyoruz. Souls ile indie türünü kazanlarda sabahlara kadar karıştıran Dead Cells, ortaya ilginç bir oyunun çıkmasını sağlıyor. 16 Bit grafikleri ile hem nostalji yaşatan hem de sizleri sürekli keşfetmeye yönlendiren oyun, sizi zindanlardan zindanlara atacak. Sürekli ölmekten sıkılsanız da oyunu bir süre sonra benimseyip saatlerce ölmeden ilerlediğinizi fark edeceksiniz.
Geometry Dash
Atlamalı zıplamalı ve tempolu arcade oyunlardan hoşlanıyorsanız bu ritim tabanlı bağımsız yapıma bir şans vermelisiniz. Geometry Dash, aksiyon tabanlı bir platform oyunu özünde. Ama buna ek olarak ritim, müzik ve rengarenk engeller ekleyince tadından yenmez bir oyuna dönüşmüş. Başta alışması zor ve yeteneklerinizi zorlayacak türden olsa da bir defa alışınca bağımlısı olacağınızın garantisini veriririz.
