No Umbrellas Allowed İnceleme
No Umbrellas Allowed Hikayesi
Şehir biraz garip. İnsanlar düşüncelerini ve hislerini nasıl ifade edeceklerini bilmiyorlar. Hatta saklıyorlar gibi. Hepsi “Fixerain” adındaki bir şeyle kafayı bozmuş. Koyu renkli üniformalara sahip bazıları ise kendilerini sivil aktivist olarak tanımlarken herkes onları polis taklitçileri olarak çağırıyor.
Her neyse, işine odaklanalım.
Dükkandaki işin eşyaları hem satın almak, hem de satmak. Müşteriler sana bir ürün satmaya çalışırken asla her şeyi söylemiyorlar. Ürünün gerçek değerini senin bularak fiyatını belirlemen gerekiyor.
Bu konuda uzman olmaman hiç sorun değil. Ürünün malzemesi ve durumu hakkında bilgi edinmek için aletlerin bulunuyor. Peki ya edindiğin bilgi pek de yararlı değilse? Merak etme, sana yardımcı olacak bir kitap var. Şehrin tarihi, ünlülerin imzaları, popüler ve bilinmeyen markalar ve daha fazlası hakkında buradan bilgi alabilirsin.
Müşterilerle pazarlık etmen gerekecek. Biraz sinirin bozulabilir, ancak ürünü ödediğinden daha fazlaya satabileceğini unutma. Oyundaki en temel kural ucuza alıp pahalıya satmak. Aman dikkat! Çok hırs yaparsan müşterilerin ürünleri satın almayabilir. Müşterilerle çok tartışırsan itibarına da zarar gelebilir. Komşularının konuşmalarına kulak misafiri ol. Onları dinleyerek müşterilerini memnun edecek ipuçları yakalayabilirsin.
Eğer şanslıysan başarıyı yakalaman çok zor olmayacak!
Sürükleyici Bir Hikaye
Bugün inceleyeceğimiz oyun “No Umbrellas Allowed”. Steam üzerinden 32 TL’ye bulabileceğiniz Güney Kore yapımı oyun, ikinci el dükkanı yönettiğiniz bir simülasyon oyunu. Ürünleri ucuza alıp pahalıya satmanız gerekiyor. Oyun dışarıdan çok basit gözükse de aslında derin bir hikayeye sahip ve hikayenin sonunu siz belirliyorsunuz.
- Oyunun birden fazla sonu var.
- Derin bir hikayeye sahip.
- Bağımlılık yapıcı bir oyun.
- Konuşmalar geçilmediği için tüm sonları görmek istiyorsanız çok fazla vakit harcamanız gerekiyor.
- Uyumak için her gün eve gitmeniz gerektiği için oyuncuyu sıkabiliyor.
- Yolda gördüğünüz NPC’ler ile konuşmak zorunlu.
Gelelim hikayeye. Ana karakterimiz yaşlı bir amca tarafından kurtarılıyor. Biz de bu amcanın dükkanını işletiyoruz. Başlarda size verilen tahmini fiyata göre ürünün fiyatını belirliyorsunuz. Ürünü satın aldıktan sonra ürünü sergileyip satışını yapabilirken, oyunda biraz ilerledikten sonra ürünlerin fiyatlarını kendiniz belirleyerek satmanız gerekiyor. Oyunun böyle olması eğlenceli, ancak vaktinin olmadığını söyleyen müşterilerle ilgilenmek için kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Fiyatlandırmayı ne kadar iyi yaptığınıza ve müşterilerle ne kadar iyi geçindiğinize bağlı olarak itibar puanınız artıyor. Bu sayede ürünleri daha ucuza satın almanız da kolaylaşıyor.
Esnaflık 101
Dükkanda önerilen ürünler de bulunuyor. Bu ürünlerin girişini dikkatlice yaparak güven kazanmanız gerekiyor. Ben genel olarak pahalı ürünlerin girişini yaptım. Fiyatlandırmayı yanlış yaptığım için itibar puanım pek iyi değildi.
Oyun iyi, güzel. Ancak uyumak için her gün eve gitmeniz gerekiyor. Sürekli yapmamız gerektiği için de beni biraz sıktı. Yolda yürürken NPC’ler ile konuşmak da zorunlu. Dükkana dönmek için bir kısayol butonu bulunsa keşke.
İki haftalık bir ilerleme kaydettiğinizde müzayede evi açılıyor. Buradan arkeolojik ürünler ya da ünlü sanatçıların imzalarının bulunduğu ürünleri pahalı bir fiyata satın alabiliyorsunuz. Uyumak için eve gittiğinizde o gün boyunca yaptığınız en iyi ve en kötü alışverişlerin özetini ekranın sağ tarafında görebiliyorsunuz. Oyun 40 gün kadar sürebiliyor. Ben 29. günde bitirip oyunun sonuna baktım. “Devam” tuşuna bastığınızda oynadığınız günlerden tutun sermayenize kadar her şeyi görebiliyorsunuz. İstediğiniz bir günü seçerek oyuna o günden başlayabiliyorsunuz.
Oyunu oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Diğer sonları da açtıktan sonra oyunu baştan oynamak isteyebilirsiniz.