Outlast Hikayesi
Oyun dünyası hariç tabii ki. Oyunlarda korkmayı, tırsmayı ve de adrenalin dolu dakikalar yaşamayı çok severiz biz oyuncular. Bugünkü konuğumuz korku türü yapımlarının popüler temsilcilerinden biri olan Outlast.
HİKAYESİ
Araştırmacı gazeteci Miles Upshur, Murkoff Corporation'a ait özel bir psikiyatri hastanesi olan Mount Massive Asylum'da insanlık dışı deneylerin yürütüldüğünü idda eden isimsiz bir e-posta alır. Miles, hastaneye girer girmez içerisini darma duman ve her yer parçalanmış cesetlerle dolu halde bulunca şok olur.
Murkoff'un özel askeri birliği, Mount Massive'deki “Variant” denilen sapkın mahkumlardan birinin kaçtığını ve etrafta serbestçe dolaştığını bildirir ve sonrasında, Miles aniden Chris Walker adlı devasa bir variant tarafından pusuya düşürülür ve yere çalınır.
Aciz durumdaki Miles, kendini peder olarak adlandıran ve şizofrenik kişilik bozukluğundan muzdarip Martin Archimbaud’la karşılaşır ve Martin, Miles’in havari olduğunu iddia ederek onun hastaneden kaçmaması için otomatik kapıları kitler.
Miles gücü geri getirir ancak Peder Martin ona anestezi enjekte eder ve hastanede gerçekleşen bütün katliamın nedeninin hayali bir varlık olan "Walrider" olduğunu anlatan bir görü yaşatır.
En yeni AMD Ryzen ve Intel Core işlemciler
NVIDIA® GeForce RTX™ ekran kartları
Coldfront 3.0 ile daha akıllı soğutma
Bilinci yerine gelen Miles, kendisini katatonik ve çılgın hastalarla dolu, çürümüş bir hücre bloğunun içinde sıkışmış halde bulur. Kanalizasyonlardan geçerek ana koğuşlara kaçan Miles, Walker ve iki yamyam ikiz tarafından kovalanırken, eski bir Murkoff yöneticisi olan Richard Trager tarafından yakalanır.
Trager, Miles'ın iki parmağını bir çift kemik makasıyla keserek aynısını diline ve cinsel organına da yapmaya niyetlidir. Ancak Miles bir asansörle kaçmayı başarır ve Trager saldırdığında yanlışlıkla katlar arasında ezilerek ölür.
Miles, akıl hastanesinin kilisesine gitmesini söyleyen Peder Martin ile yeniden bir araya gelir. Bir oditoryuma ulaşan Miles, Walrider'ın Paperclip Operasyonu sırasında Amerika Birleşik Devletleri'ne getirilen bir Alman bilim adamı olan Dr. Rudolf Gustav Wernicke tarafından yaratıldığını öğrenir. Wernicke, travma geçirmiş hastalar üzerinde yürütülen yoğun rüya terapisi sonucu nanit sürülerini (küçük, nanoskobik makineler) tek bir kötü varlıkla açıklamaktadır.
Miles, onu özgürlüğe götüreceği konusunda ısrarcı olan ve avlu asansörünün anahtarını kilisede ona veren Peder Martin'i çarmıha gerilmiş halde bulur. Miles bir yeraltı laboratuvarına inen asansöre biner ve Walker ona saldırır ancak Walrider tarafından parçalanır.
Miles, Walrider'ın, Murkoff'un deneklerinden biri olan şuan komadaki Billy Hope tarafından kontrol edilen biyoteknolojik bir nanit varlık olduğunu iddia eden, yaşlı Wernicke ile buluşur. Walrider'ı yok edeceği umuduyla Miles'a Billy'nin yaşam desteğini sonlandırması talimatını verir.
Miles bu görevi yerine getirir; ancak, Billy ölmeden hemen önce, Walrider Miles'a saldırır ve vücudunu ele geçirir. Laboratuvardan çıkarken Miles, Wernicke liderliğindeki bir Murkoff askeri ekibiyle karşılaşır ve onları öldürür. Dehşete düşen Wernicke, Miles'ın Walrider'ın yeni bedeni olduğunu anlar.
Ve sonrasında ekran kararır, çığlık ve silah sesleri duyulur dört bir yandan.
İyi oyunlar.