The Dark Pictures Anthology: The Devil in Me İnceleme
The Devil in Me, oyunu son olarak bıraktığınız noktanın öncesinde başlatmadığınıza emin olan katı bir auto-save sistemi kullanıyor. Yani aldığınız kararları geri dönüp değiştiremiyor, böyle deseydim ne olurdu ya da o odaya girmesem başıma neler gelirdi diye bakamıyorsunuz. Gerçek hayatta olduğu gibi, her kararınızın sonuçları var ve kararlarınızdan geri dönüş yok. Bu nedenle tüm içeriği ve tüm olasılıkları görüntüleyebilmek için oyunu birkaç kez oynamanız gerekiyor. Ölüm mekaniği de oyunun bir parçası, bu da karakterlerin her an ölebileceği anlamına geliyor ve her karakter için birden fazla son bulunuyor. Birinci sezonun finali olan bu oyun, önceki The Dark Anthology oyunlarından daha uzun ve bitmesi yaklaşık 7 saat sürüyor.
- Keşif hissi yüksek hikaye akışı
- İnteraktif oynanış
- Oyun mekaniklerindeki yenilikler
- Gerçek bir korku deneyimi
- Bazı hikaye ögeleri ve bulmacalar çok mantıklı gelmiyor
- Grafikleri daha iyi olabilirdi
The Devil in Me Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Oyunun Hikayesi
Belgesel film yapımcılarından oluşan bir grup sanatçı, ünlü bir seri katil olan H.H. Holmes'un en bilinen vakasının replikası olan bir otele çekim yapmak için davet edilir. Bu gizemin çağrının peşine düşüp otele vardıklarında, izlendiklerini ve hatta hayal bile edemeyecekleri bir uzağın içine sürüklendiklerini fark ederler. Hikaye ve olası sonlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için The Dark Pictures Anthology: The Devil in Me Hikayesi içeriğimize göz atabilirsiniz.
Oynanış
Vicdani İkilemler
Oyun, oyuncuya hangi karakter hangi aleti kullansın gibi basit basit seçimlerden, ekibin içinden kimi öldürmeli gibi daha ciddi durumlara kadar değişebilen ahlaki ikilemler sunuyor. Bu durumlar, oyuncuya iki veya üç seçenek sunan ahlaki pusula tarafından ele alınıyor: rasyonel hareket et, duygusal olarak hareket et veya hiçbir şey söyleme/yapma. Oyuncunun duruma göre seçim yapması için sadece 5-10 saniyesi bulunuyor. Verdiğiniz kararlar oyunun gidişatını ve karakterlerin yaşayacağı şeyleri oldukça etkiliyor.
Toplanabilirler
Oyun, tamamen keşif, hızlı olaylar ve koleksiyon parçalarını keşfetme ile ilgili. Toplanan resimler, gelecekte meydana gelebilecek olayları gösterirken sırlar, otelin geçmişi hakkında bilgi sağlıyor ve Du'Met'in hikayesini anlatmaya yardımcı oluyor. Oyuna özgü bir sistem, keşfedilen tüm koleksiyon öğelerinin kaydını tutuyor, böylece topladığınız nesnelere her zaman erişebilir ve ipuçlarını tarayabilirsiniz. Oyunu tamamlamak ve belirli sırları toplamak, oyuncuyu ödüller ve bonus içeriklerle ödüllendiriyor. Eğer korkuya doymazsanız, bonus içeriklerle iyice karanlık ve ürkütücü dünyanın içine girebilirsiniz.
Yenilikler
Önceki oyunlarda görmediğimiz gelişmiş hareket setleri, kahramanların çevreleriyle daha iyi etkileşim kurmasını sağlıyor. Karakterler artık koşma, sürünme ve engellerin üzerinden atlama, boşluklardan atlama, dar alanlarda kayma, kirişler üzerinde denge kurma gibi gelişmiş hareketlerde bulunabiliyorlar. Bir tehlike olduğunda, kahramanlar bir saklanma yeri bulma ve ortalık durulana kadar orda kalma gibi kararlar da alabiliyorlar.
Oyun aynı zamanda keşif, gizli kodları bulma, antika sigorta kutularını çözme ve labirentlerden çıkış yolları bulma gibi hafif bulmacaları çözmeyi içeriyor. Oyuncunun otelde gezinebilmesi ve kahramanları hayatta tutabilmesi için bulmacaları çözmesi gerekiyor. Ek olarak, oyunda yeni bir envanter sistemi oluşturulmuş. Kahramanların hayatta kalma şanslarını artırmak için eşyalardan yararlanmalarına izin veren bu sistemde, öğeler başka karakterler tarafından verilebilir, çalınabilir, kaybolabilir veya değiştirilebilir.
Karakterler
The Devil in Me sizi bir tuzağa düşürülen ve burada kapana kısılan beş ana kahramanın hikayesini izlemeye götürüyor. H. H. Holmes tarafından öldürülen çifti de bazı sahnelerde görüyoruz. Ayrıca düşman olarak Du'Met, uykusuz gecelerinizin baş kahramanı olmaya aday görünüyor.
Grafikler
Dünya tasarımı ve ürkütücü ruh hali gerçekten etkileyici olsa da oyuncuların böyle bir projeden daha iyi görseller beklemeye hakkı var. Oyun 2010'un başlarında yapılmış gibi görünüyor, bu estetik bir seçim olabilir ama bana düşük kalite hissettirdiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bazı animasyonlar gecikiyor ve bazı yüz ifadeleri komik görünüyor. Yine de atmosfer, ses tasarımı, renklendirme ve ışıklandırma sizi oyuna bağlamayı başarıyor.
The Devil in Me oynanır mı?
Oyun boyunca bazı teknik zorluklar olduğu için The Devil in Me'ye tamamen bayılmadım. Sırf hikaye gereği beş tane yetişkin insanın tanımadıkları etmedikleri bir adamın oteline gitmeye şak diye ikna olmasından tutun, otelde yaptıkları bazı hareketlere kadar, hikayenin birkaç yerinde ‘Yok artık..’ hissi geliyor. Ama bu korku filmlerinde de hissettiğimiz, ‘o bodruma da yalnız inmezsin!’ hissinin aynısı. Tamamen mantıklı olmayan tüm bu şeyler bir yana, The Devil in Me gerçekten korkutucu ve dünya tasarımı inanılmaz başarılı. Bir korku filmden fırlamış tadı veren bir oyun deneyimi yaşamak istiyorsanız, oyunu denemenizi kesinlikle öneririz.