This is the Police Hikayesi
Hikaye
Emekli olup yaptığı birikimlerle deniz kıyısında bir yazlık almak isteyen polis memuru Jack Boyd oyundaki ana karakterimiz. Suçun, ahlaksızlığın kol gezdiği ve kanserli bir hücre gibi hızlıca yayıldığı Freeburg kentinde, kentin yerel kolluk kuvveti olan FPD’deki (Freeburg Police Departmanı) yaşlı bir komiseri yönetiyoruz. Hikayeye geçecek olursak:
60 Yaşlarındaki FPD komiseri Jack Boyd büyük bir yolsuzluk komplosuna kurban gitmiştir. Ortağı Francis Kendrick suçlamaların odağı olmuş ve görevinden alınmıştır. Biz de kentin yozlaşmış belediye başkanı Rogers tarafından zorunlu bir emeklilik teklifi alıyoruz. 500.000 dolarlık bir emeklilik fonunu 180 gün içinde oluşturmamız gerekiyor. Bu parayı yasal yollarla kazanamayacağımızı adımız gibi bildiğimiz için mafya ile yakınlaşmak en doğru tercih gibi gözükmektedir. Daha sonra Kendrick bizden onun içerdeki adamı olmamızı ister ve bu teklifi kabul edip etmememize bağlı olarak Kendrick ya kaçacaktır ya da ailesiyle birlikte ölüme gönderilecektir.
Ve böylece Boyd Freeburg’daki en egemen çetenin içerideki adamı olmuştur. Ahlaki açıdan büyük bir çöküş yaşasa da başka bir çözüm yolu bulamamıştır. Kentte Vargas adında yeni bir çete peydah olmuştur ve kentin en büyük mafya gücü olan Sands’e kafa tutmaktadır ve bu konuda oldukça kararlı bir tutum izler. Boyd iki çete arasında bir seçime zorlanır çünkü iki çetede onun saf desteğini istemektedir. Oyuncunun yardımıyla Vargas veya Sand şehrin kontrolünü kendi lehlerinde ele geçireceklerdir. Bu arada kahramanımızın karısı genç bir adamlara kayıplara karışmıştır. Annesi kayıp ızımızın bulunması hususunda Boyd’ a yardım eder. Kahramanımız tam hedefine ulaşmak üzereyken kimliği belirsiz bir kişi tarafından vurulur ve komaya girer.
Çete savaşından kısa bir süre sonra Boyd komadan uyanır. Robespierre savaşın kazananı ve hayat kalanı hakkında kahramanımıza hayati bilgiler vereceğini söyler ama bir şartı vardır. Vereceği süre içerisinde suçluları adalete teslim etmesini ister. Aksi takdirde Freeburg'a iyilik yapmak amacıyla galip çetenin başını bizzat kendi öldürecektir. Robespierre’in zengin bir işadamı olan Eugene Chaffee olduğunu ortaya çıkar.
Daha sonra, bir seri vakası daha ortaya çıkar. Belediye Başkanı Rogers tarafından cinsel saldırıya maruz kalan birkaç kadın bir diş hekimi tarafından öldürülür. Freeburg yetkilileri kaçan bu soğukkanlı seri katili yakalaması için görevlendirir.
Jack, Chaffee'nin, Başkan Rogers'ın kurbanlarla olan bağlantısını ifşa etmeye çok yakındır. Bunu fark eden Chaffee’de, Jack'i mezbahasına götürür ve Jack'i ona ihanet etmemesi konusunda tehdit eder.
Olayların daha da derinine inmek isteyen Jack, Rogers tarafından tecavüze uğrayan bir savcı olan Lana Berman ile görüşmeye başlar. Jack ipuçlarını sıkı bir şekilde takip etse de Lana’dan çok bir şey öğrenemez ve iletişimleri kesilir. Hem girdiği ahlaki çöküntü hem de yaşanan olaylar neticesinde Boyd biraz rahatlamak istese de aşırı doz uyuşturucu almaktan komaya girer ve hastaneye yatırılır. İyileştiğinde Chaffee'nin başkan koltuğunda gözü olduğunu anlaması uzun zaman almayacaktır.
180 günün sonlarına doğru, Boyd Belediye başkan olmak isteyen iki adaydan birini desteklemek zorunda kalır. Görevdeki Rogers veya kampanya üyesi Eugene "Robespierre" Chaffee. Rogers seçimlere hile karıştırmak istiyor ancak Chaffee onu devirmek için yenilikçi bir Freeburg sözü veriyor. Rogers, Jack'e chaffee'yi öldürmeyi kabul ederse kariyerini sürdürme vaadi veriyor.
Ana kahramanımızın seçimi hikayemizdeki sonu oluşturacaktır.
Eğer Rogers’ın tarafını tutup Chaffee'nin restoranına baskı düzenleyip onu öldürürse işinden olacak ama hayatının sonuna kadar yetecek paraya kavuşacaktır. Chaffee'nin tarafını seçerse de bu sefer yine işinden olacak ama hayatı boyunca para sıkıntısı çekmeyecek bir konuma erişecektir.
Evet Jack Boyd her ihtimalde de kendini kaybetmiş hissedecektir.
İyi oyunlar dileriz.